Yolu Pera Palace Hotel’den Geçenler… İran Şahı Rıza Pehlevi

19. yüzyılın sonlarında İstanbul’un kalbi Beyoğlu’nda, dönemin en ünlü treni Orient Ekspress’in kıymetli konuklarını ağırlamak üzere inşa edilen Pera Palace Hotel, geçmişten bugüne pek çok önemli isme ev sahipliği yaptı. Bu isimlerden biri de İran Şahı Rıza Pehlevi idi. Şah Pehlevi, İstanbul ve Ankara’ya yaptığı ziyaretlerin İstanbul kısmında, Pera Palace Hotel’de konaklamıştı.

Pehlevi hanedanının kurucusu olan Rıza Pehlevi, Mazenderan’ın Alaşet köyünde dünyaya geldi. Babası Abbas Ali Han, Dadaş Beg olarak tanınırdı ve kendisi bir askerdi. Küçük yaşta babasını kaybeden Rıza Han, hayatının ilk dönemini annesiyle birlikte Tahran’daki dayısının yanında geçirdi. 1891 yılında dayısının terzilik yapmakta olduğu Kazak Piyade Birliği’ne girdi. Okuma yazmayı ancak orta yaşlarında öğrenebilse de çalışkanlığı sayesinde hızla terfi ederek “tuğgeneral” rütbesine kadar yükseldi. Rıza Han, I. Dünya Savaşı sırasında Hemedan Piyade Taburu’nun kumandanlığına getirildi. O da tıpkı babası gibi asker olmuştu.

Zamanla başarılı bir askeri kariyer edinen Rıza Han, 1921 yılında hükümetin düşmesi ile birlikte yeni hükümette “Serdar-i Sipeh” unvanıyla Kaçar Ahmed Şah tarafından genelkurmay başkanlığına getirildi. Yeni hükümetin kurucusu gazeteci Seyyid Ziyaeddin Tabatabai, üç ay sonra Rıza Han ile anlaşamadığı için ülkeden ayrıldı ve böylece hükümet bir kez daha düştü. Kurulan yeni hükümet ile birlikte Rıza Han bu kez bakanlık görevine atandı. 1923 yılında ise Ahmed Şah, başbakanlığı Rıza Han’a verdi.

Tahran’da hükümete duyulan hoşnutsuzluk sonucu halk isyana başladı. Bazı milletvekilleri, o dönemde Türkiye’de yaşanan değişikliklerden etkilenerek ülkede cumhuriyet rejiminin kurulması için meclise bir yasa tasarısı sundu.1924 yılı Nisan ayında, Başbakan Rıza Han ulemayı cumhuriyet rejimine ikna etmek için görüşmeler yapmaya başladı. Rıza Han’ın cumhuriyeti davranışları, Kaçar Ahmed Şah tarafından beğenilmiyordu. Kendisi Avrupa seyahatinden gönderdiği bir yazı ile Rıza Han’ın azlini istedi. Rıza Han da bunun üzerine istifa ederek Tahran’dan ayrıldı.

Sevilen lider Rıza Han’ın istifası, kamuoyunda üzüntüyle karşılandı. Ülkenin başına tekrar geçmesi için bir istek oluştu ve Rıza Han, bunun üzerine Tahran’a dönerek yeni bir kabine ile tekrar göreve başladı. 31 Ocak 1924’te meclis Ahmed Şah’ı tahttan indirerek Kaçar hanedadına son verdi. 12 Aralık 1925’te ise Rıza Han meclis tarafından “şehinşah” ilan edildi ve böylece Pehlevi hanedanı kuruldu. Rıza Şah, 25 Nisan 1926 tarihinde Tahran’daki Gülistan Sarayı’nda tacını giydi.

Atatürk-ve-Rıza-Pehlevi

Kaynak: https://isteataturk.com/g/icerik/Iran-Sahi-Riza-Pehlevi-Turkiye-yi-Ziyareti-Esnasinda-Ataturk-le-Beraber/570

Rıza Şah, o dönemde Atatürk önderliğindeki Türkiye’de gerçekleştirilen inkılaplardan etkilenerek modernleşme ve Batılılaşma yolunda önemli değişiklikler ve reformlar gerçekleştirdi. Özellikle hukuk reformuyla dini mahkemelerin görevlerini sınırlandırması, ulema ile arasının açılmasına neden oldu. Bu sebeple 1927 yılında ilk ayaklanmalar baş gösterdi. Hükümet kuvvetleri bu ayaklanmaları şiddetle bastırdı, aynı yıl partiler kapatıldı ve siyasi tutuklamalar başladı. 1928 yılında yaptığı kıyafet reformuyla ise ulemanın muhalefeti daha fazla arttı ve bunun sonucunda birçok din adamı hapse atıldı. Rıza Şah, aldığı bu türden sert tedbirlerle, İran’ı modern bir orduya, ekonomi ve eğitim kurumlarına kavuşturmaya yönelik reformlarına devam etti. Bu reformları sırasında Atatürk’ü örnek aldı ve bu sebeple 1934 yılında Türkiye’ye 27 günlük bir ziyaret gerçekleştirdi.

II. Dünya Savaşı’ndan önce Rıza Şah’ın İngilizlere duyduğu güvensizlik, Almanlara yanaşmasına neden oldu. Savaş sırasında Almanların Sovyetler Birliği’ne saldırması üzerine İngilizler ve Ruslar, 1941 yılında İran’ı işgal ettiler. Hızlı Alman ilerleyişi sebebiyle  Rıza Şah’ın Nazilere yakınlık gösterdiği düşünülüyordu. 16 Eylül 1941 tarihinde Almanların İran ile birleşmesini engellemek amacıyla Rıza Şah istifa görünümü ile tahttan indirildi. Yerine ise oğlu Muhammed Rıza getirildi. Ardından Rıza Şah Hint Okyanusu’nda bulunan Moritus adasına, daha sonra da Güney Afrika’daki Johannesburg’a sürgün edildi. Rıza Şah, 26 Temmuz 1944 tarihinde burada sürgündeyken hayatını kaybetti. Naaşı yıllar sonra oğlu tarafından İran’a getirildi. Rıza Şah’ın mozolesi, 1979 devrimi sırasında tahrip edildi ve mumyası bir daha bulunamadı. Ancak geçtiğimiz yıl Tahran’ın güneyindeki Şah Rey’deki bir türbe inşaatı sırasında bir mumya bulundu. Rıza Şah Pehlevi’nin ABD’de yaşayan torunu, bu mumyanın büyük olasılıkla dedesine ait olduğunu açıkladı…

 

Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir: 

Yolu Pera Palace Hotel’den Geçenler

Pera Palace Hotel’in İlginizi Cezbedecek Mimari Özellikleri

Pera Palace Hotel’i Yakından Tanımak İsteyenler İçin Film Önerileri

Pera’nın En Eski Değerlerinden: Garden Bar

Pera’nın Küllerinden Doğan Neoklasik Mimari: Pera Palace Hotel

İçinde Pera Palace Hotel Geçen 8 Kitap

Pera Palace Hotel’i Yakından Tanımak İsteyenler İçin Kitap Önerileri

Pera Palace Hotel’in Kalplerimizde Ayrı Bir Yeri Olan 101 Numaralı Odası’nın (Atatürk’ün Odası) Hikâyesi

Yılbaşında Zarafetin Doruk Noktası: Pera Palace Hotel’de Great Gatsby Konseptli Parti

1920’lerin ışıltılı ve büyüleyici dünyasına doğru, kısa bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? Cevabınız “Evet!” ise sizi yüzyılı aşkın süredir sayısız önemli ismi ağırlayan Pera Palace Hotel’in düzenleyeceği…

Daha Fazla Bilgi

Dünden Bugüne Dijital Sanatın Evrimi

Dijital sanat, kültürel ve sanatsal bir evrimi temsil eder. Çağdaş sanatın önemli bir dalı olan dijital sanatın doğuşu, günümüzde yeni teknolojilerin insan hayatına girmesiyle ve…

Daha Fazla Bilgi

İletişime Geçin