İSTANBUL’UN TAM KALBİNDESİNİZ
Geçmişle Geleceğin Buluştuğu Yer
Yaşama dokunan mekânların hafızası, geçmişle geleceğin buluştuğu her yerde varlık gösterir. Öyle ki her hafıza, yeni bir sözün ya da eski bir hikâyenin anlatısına yaklaşırken zamanı çoğaltır, anlamına anlam katar ve büyümeye devam eder. Böylece yaşamın kıymeti sonsuzluğa ulaşır, kültürlere ev sahipliği yapar ve birbirinden güzel hatıralar bırakır.
Yeryüzünde bazı mekânlar vardır ki yaşadıkları tarihe tanıklık ettikleri gibi tarihin kendisi de olurlar. Pera Palace Hotel de şüphesiz ki o mekanlar arasındadır. 19. yüzyılın sonlarına doğru İstanbul’un kalbi Pera’da açılan Pera Palace Hotel’in hikâyesi, aynı zamanda kadim bir tarihin de hikâyesidir.
Dünyaca ünlü Orient Express, 1888 yılında Paris-İstanbul seferini yapmaya başladığında trendeki yolcuların İstanbul’da konaklayabilecekleri yüksek standartlara sahip lüks bir otel bulunmuyordu. Bunun üzerine 1892 yılında yapımına başlanan Pera Palace Hotel, 1895’te düzenlenen bir açılış balosuyla birlikte ilk misafirlerini ağırlamaya başladı.
Pera Palace Hotel, açıldığı ilk günden itibaren dünyanın pek çok ülkesinden binlerce konuğu ağırladı. Sanatçılar, yazarlar, oyuncular, yönetmenler, devlet adamları, birbirinden ünlü isimler… Hepsi de İstanbul’la birlikte Pera Palace Hotel’in bir parçası oldular ve yaşadıkları tarihin kendisine dönüştüler.
Pera Palace Hotel, Tepebaşı’ndan eşsiz Haliç manzarasını seyrederken 130 yıllık kadim bir tarihe tanıklık etti. Osmanlı’nın çöküşünü, Cumhuriyetin kuruluşunu, savaşları ve göçleri gördü. Zaman akarken o hep aynı yerden baktı İstanbul’a. Odalarında, yüksek tavanlarında, koridorlarında, manzaralarında ve duruşunda binlerce hikâye barındırdı; anılara ev sahipliği yaptı, uzun ve güzel mevsimler gördü. Pera Palace Hotel, aynı zamanda ilklerin yaşandığı bir mekândı da. İstanbul’da, Osmanlı sarayları dışında elektrik verilen ilk yapı olarak tarihe geçti. Aynı zamanda ilk elektrikli asansör ve ilk akar sıcak su Pera Palace Hotel’deydi. Bir güzel zaman yaşanıyordu ve dünyanın dört bir yanından gelen misafirler bu ihtişama tanıklık ediyorlardı. Pera Palace Hotel, artık İstanbul’un kalbinin attığı Pera’da, bir zamanlar Küçük Avrupa olarak adlandırılan bu güzide semtte konuklarını ağırlıyordu. İhtişamı, büyüleyici atmosferi ve sunduğu lüks imkânlar herkesin ilgisini çekiyordu.
Pera Palace Hotel’in en değerli misafirlerinden biri de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk oldu. 1917 yılı sonrasında özellikle cepheden döndüğü zamanlarda Pera Palace Hotel’deki odasında konakladı; önemli kararlar aldı, ülkenin geleceğine dair çalışmalarda bulundu ve üst düzey misafirlerini yine aynı odada ağırladı. Pera Palace Hotel’deki 101 numaralı oda, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 100. yılında kişisel eşyalarının da sergilendiği bir müzeye dönüştürüldü. Böylece Pera Palace Hotel, kıymetli varlığına müze-otel olarak bir güzellik daha eklemiş oldu.
Pera Palace Hotel, yıllar boyunca büyüttüğü birikimiyle konaklama deneyiminin de ötesinde bir yerde duruyordu artık. İstanbul denilince akla gelen ilk mekânlardan biri olması, dünyaca ünlü isimlerin ziyaretleri sırasında Pera Palace Hotel’i tercih etmesi onu her zaman için farklı bir yerde konumlandırıyordu. Çünkü taşıdığı hikâye, geçmişten geleceğe uzanan ve daha da büyüyen bir ihtişamı güzelliyordu.
Pera Palace Hotel, İstanbul’un kalbi Pera’da daima ilk günün heyecanıyla yaşamaya devam ediyor.
Pera Palace Hotel’in Ünlü Konukları
Başta Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İsmet İnönü, Kral VIII. Edward, Kraliçe II. Elizabeth, Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph, Şah Rıza Pehlevi, Yugoslavya Devlet Başkanı Tito, General Franz von Papen, Zsa Zsa Gabor, Greta Garbo, Sarah Bernhardt, Alfred Hitchcock, Pierre Loti, Jacqueline Kennedy, Ernest Hemingway, Ninette de Valois, Mata Hari, Cicero ve Mikis Theodorakis Pera Palace Hotel’de konaklayan misafirler arasında yer aldı.
Pera Palace Hotel’in en ünlü konuklarından biri de dünyaca ünlü polisiye roman yazarı Agatha Christie oldu. Sık sık İstanbul’u ziyaret eden yazar, bu ziyaretleri sırasında Pera Palace Hotel’de konakladı. Ayrıca ünlü Doğu Ekspresi’nde Cinayet romanını da bu ziyaretleri sırasında Pera Palace Hotel’deki odasında kaleme aldığı rivayet edilmektedir ve sırrı henüz çözülememiş olan kayıp 11 gününde de İstanbul’da, Pera Palace Hotel’de olduğu düşünülmektedir.