Beyoğlu’nun Kalbinde Adım Adım: Pera Palace Hotel’in İlginizi Cezbedecek Mimari Özellikleri
Geç Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen Pera Palace Hotel, Doğu ve Batı sentezinin ustalıkla gerçekleştirildiği mekânlardan biri. Birinci derece tarihî eser statüsündeki Pera Palace Hotel’in planında ise Neoklasik, Art Nouveau ve Oryantalist mimari tarzlar bir arada kullanılmıştır. Plan düzenlemesi akılcı-işlevsel bir anlayışla yapılan otelin genelinde ağırlıklı olarak ahşap, cam ve mermer malzeme kullanılmıştır. Gelin, Batılı anlamda Türk mimari literatürüne giren ilk büyük otel binası olan Pera Palace Hotel’in ilgi çekici bazı mimari özelliklerini daha yakından inceleyelim.
Avrupa Standartlarındaki İlk Otel
Açıldığı dönemde İstanbul’un en görkemli yapılarından biri olan Pera Palace Hotel, aynı zamanda Türkiye’nin Avrupa standartlarındaki ilk oteli olma özelliğiyle dikkat çeker. Otelin dekorasyonu ve mimarisi, o dönem İstanbul’un en tanınmış mimarı Alexandre Vallaury ve yardımcısı Henri Duray tarafından yapılmıştır. İstanbul Erkek Lisesi, Osmanlı Bankası, Cercle Orient ve Arkeoloji Müzesi gibi dikkat çeken binaların da mimarı olan Vallaury; Paris’te en iyi mimarlık eğitiminin verildiği Ecoles des Beaux-Arts’da eğitim almıştır.
Neoklasik Anlayışın Klasik Sadeliği
Neoklasik mimari anlayış, Roma ve Antik Yunan dönemine ait yapıların görkemli ama aynı zamanda sadeliğiyle öne çıkan anıtsal yapılarında uygulanır. Dışarıdan görünümüyle anıtsal bir yapıyı andıran Pera Palace Hotel’in de ana planında ve dış görünüşünde, neoklasik mimari yaklaşım hâkimdir. Bu yaklaşıma göre otelin planı ve hepsi birbirinden farklı tasarlanmış dört cephesi, simetrik bir anlayışla tasarlanmıştır. Neoklasik tarz, genel olarak otelin eklektik mimari yapısına katkıda bulunur.
Art Nouveau Tarzının Özgün Motifleri
Yapılarında Doğu ve Batı kökenli mimari bezeme ögelerini kullanan Vallaury; Pera Palace Hotel’in ikincil mekânları, merdiven korkulukları ve asansör gibi alanlarda Art Nouveau mimari tarzını yansıtır. Pera Palace Hotel’in mimari özelliklerinde önemli bir yere sahip olan Art Nouveau’nun en belirgin özellikleri ise stilize edilmiş asimetrik ve kavisli şekiller, hayvan ve bitki figürleri, uçuşan saç ve tüyler olarak sayılabilir. Cam, kurşun-kalay karışımı, demir ve gümüş materyaller kullanılmıştır.
Otelin en özgün detaylarını içeren ve İstanbul’un ilk elektrikli asansörünün ahşap kabini Art Nouveau stilinde yapılmıştır. Otelin yapıldığı ilk yıllardaki özgün biçimiyle günümüze ulaşan bu meşhur asansör, âdeta otelin sembolü durumundadır. Asansörde ve merdiven korkuluklarında görülen bitkisel figürler Art Nouveau stilin belirgin örnekleridir.
Sağ tarafında ahşap oyma ve iki adet telefon kabini bulunan asansörün sol yanındaki üç kollu ve ahşap küpeşteli merdivenin basamakları yekpare mermerdir. Asansör kabini, asansör girişi ve merdiven korkuluklarında kullanılan Art Nouveau tarzındaki bitkisel motifler estetik bir bütünlük oluşturur. Yine Pera Salonu duvarlarında kullanılan çeşitli bitkisel bezeme ögeleri ve zengin yaldızlı alçı süslemeler, otelin merak uyandıran mimari özelliklerinden.
Oryantalist Mimarinin Göz Dolduran İhtişamı
Pera Palace Hotel, farklı mimari akımların sentezlendiği bir birleşme noktası olarak değerlendirilebilir. Otelin birincil mekânlarında ve iç dekorasyonunda oryantalist bir yaklaşım benimsenir. Oryantalist mimari özelliklerinin en yoğun olarak gözlemlendiği Kubbeli Salon, giriş katında geniş ve büyük bir salon olarak düzenlenir. Tüm binanın planı, otelin kalbi durumundaki bu salona göre belirlenir.
Otelin ihtişamını çarpıcı bir şekilde yansıtan bu salon âdeta, içeri girenlere Doğu’nun oryantalist dünyasına ayak bastıklarını hissettirmek üzere özenle tasarlanır. Otelin mimarisinde ve iç mekânlarında kullanılan Carrara adı verilen mermerler, sarı ve kırmızı renkli desenli camlar ve masif ahşap malzeme oryantalist mimari unsurlarını baskın kılar.
Zarif ahşap kafesli ikiz pencereler, camlı ahşap kubbeler ve iki renkli basık mermer kemerler Kubbeli Salon’da kullanılan oryantalist mimari ögeleri olarak öne çıkar. Bunun yanında otelin açıldığından bu yana korunan Murano avizeleri ve el dokuması Uşak halıları otelin büyüleyici atmosferinin en önemli özelliklerindendir.
2008 yılında gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları ile otelin geleneksel dokusu korunarak yenilemeler yapılmıştır. Otelin özellikle kültürel iklimini canlandırmaya yönelik yapılan düzenlemeler sayesinde lobi ve iç mekânlarda orijinallik korunarak eski mimari dokuyla bütünlük sağlanır. Tarihe tanıklık eden ve İstanbul’un sembollerinden biri hâline gelen, eşsiz mimari özelliklere sahip Pera Palace Hotel; açıldığı ilk gün olduğu gibi bugün de büyük bir ilgi odağı olmaya devam ediyor.
Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir:
Pera’nın En Eski Değerlerinden: Garden Bar
İçinde Pera Palace Hotel Geçen 8 Kitap
Pera Palace Hotel’i Yakından Tanımak İsteyenler İçin Film Önerileri