Efsane Şehir İstanbul’a Dair… Günümüzde de Misafirlerini Ağırlamaya Devam Eden 5 Tarihî Mekân
Yedi tepeli İstanbul, yüzyılları aşkın bir süre boyunca birçok etnik grubun birlikte yaşadığı bir metropol. Bu sayede yeme ve içme kültürü de bir hayli geniş. Buram buram nostaljisiyle dillere pelesenk olmuş lezzetleri bizlerle buluşturan, bir tarihe ev sahipliği yapmış İstanbul mekânlarını merak ediyorsanız gelin; onlara hep birlikte göz atalım.
1. Rejans Rus Lokantası
Kaynak: https://www.tripadvisor.com.tr/Restaurant_Review-g293974-d10245353-Reviews-1924Istanbul-Istanbul.html
Rus Devrimi’nden kaçan üç Rus arkadaşın İstanbul’a gelmesi ve Beyoğlu’nda o zamanlar Turkuaz adıyla bilinen bir Rus restoranını devralmasıyla Rejans Rus Lokantası’nın hikâyesi başlar. 1932’den beri Beyoğlu’nda faaliyet gösteren restoranın müdavimleri de oldukça önemli isimler olur. Atatürk’ün sık sık gittiği ve yemek yediği restoranda her zaman iki numaralı masa, kendisi için rezerve edilir. 1938’den beri de Atatürk’ün masası, mekân tarafından rezerve edilmiş durumda korunur. Bir asırlık tarihe sahip Rus lokantası, 2015 yılında yer sahibiyle yaşanan sıkıntılardan dolayı kapanmış olsa da Güney Afrikalı bir şef Rejans’ı tekrar hayata döndürür. Şu an yeniden faaliyete geçen mekân, aynı ambiyans ve konumda ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.
2. Orient Express Restoranı
Kaynak: https://orient-express-restaurant.business.site/
1883-1977 yılları arasında Express d’Orient adıyla bilinen tren, Paris ve İstanbul hattı arasında hizmet veriyordu. Döneminin bu en ikonik treni; birçok ünlü ismi, tanınan politikacıları ve sanatçıları ülkemize getiriyordu. Bu sebeple Orient Ekspres Restoranı ve Sirkeci Garı, dünyanın da gözlerini çevirdiği mekânlar arasında yer alıyordu. Artık Express d’Orient seferlerine devam etmiyor olsa bile Orient Ekspres Restoranı hâlâ ziyaretçilerine hizmet vermeye devam ediyor. Türk yemeklerini servis eden restoran, dünyanın en iyi gar restoranları arasına da girmiş durumda. Sirkeci taraflarına uğrayan turist gruplarının ziyaret ettiği mekânı mutlaka ziyaret etmelisiniz.
3. Ayaspaşa Rus Lokantası
Kaynak: https://www.tripadvisor.com.tr/Restaurant_Review-g293974-d1045682-Reviews-Ayaspasa_Russian_Restaurant-Istanbul.html
1943’te Macar göçmeni Judith Krischanovski ve Beyaz Rus eşi tarafından hizmete açılan restoranın lezzetleri, parmak ısırtan cinsten. 1979 yılında uzun seneler restoranda komi olarak çalışan Cemal Ok, burayı satın alır ve işletmeye devam eder. Mekânı satın alana kadar Madam Judith’ten yemeklerin bu kadar lezzetli olmasının sırrını öğrenmeyi de ihmal etmez. Sarı votka ve borç çorbası gibi alışık olmadığımız lezzetlere ev sahipliği yapıyor Ayaspaşa Rus Lokantası. Gümüşsuyu’nda yer alan restoran; temiz, sade ve şık mekânlardan biri. Farklı birçok lezzeti ziyaretçilerle buluşturan lokanta, kış aylarında bazı günler canlı müzik hizmeti de veriyor.
4. Pandeli Restoran
Kaynak: https://vogue.com.tr/metropol/son-istanbul-beyi-pandeli-restoran
Mısır Çarşısı’nın üst katında yer alan Pandeli Restoran, bir asırlık tarihe sahip. Geçtiğimiz yıllarda kapanmış olsa da günümüzde tekrar hizmet vermeye başlayan restoran, birçok önemli ismi ağırlamıştır. Geçirdiği restorasyon sonrası ziyaretçilerini eşsiz lezzetleriyle buluşturmaya devam etmektedir. Atatürk’ün de sık sık gittiği bilinen mekân; mavi fayansları, zevkli ve tarihî dokusuyla göze çarpıyor. Mısır Çarşısı’nı gezdikten sonra burada güzel bir yemek yiyebilirsiniz.
5. Hacı Abdullah Lokantası
Kaynak: https://www.tripadvisor.com.tr/Restaurant_Review-g293974-d806407-Reviews-Haci_Abdullah_Lokantasi-Istanbul.html
Beyoğlu’nda 1888 yılından itibaren hizmet vermeye devam eden Hacı Abdullah Lokantası, Osmanlı mutfağının en eski restoranlarından biri. Restoran, usta-çırak ilişkisi ile sürdürülüyor. Osmanlı’nın birçok geleneksel lezzetini bir arada bulunduran restoran, eşsiz lezzetleriyle parmak ısırtıyor. Lokanta, Osmanlı’nın geleneksel tatlarını deneyimlemek isteyenler için harika bir lokasyon.
6. Pera Palace Hotel
1888 yılında Orient Express’in Paris-İstanbul seferlerine başlamasıyla İstanbul’da yüksek zümrenin konaklayacağı bir mekânın olmaması, sıkıntılara sebep olur. Bu nedenle Pera Palace Hotel inşa edilir. Pera Palace Hotel, İstanbul’un en büyük binalarından biri olarak açılarak birçok ilke imza atar. Otel; İstanbul’un Osmanlı Sarayı dışında bina elektriği, ilk elektrikli asansörü ve ilk akan suyuna sahip olur. Türkiye’nin Avrupa standartlarını karşılayan ilk oteli olan Pera Palace Hotel, kurulduğu günden bu yana tarihî olaylara tanıklık eder ve şehir kültürünün en önemli simgelerinden biri olarak kabul edilir. Pera Palace, 1917’den beri Mustafa Kemal Atatürk’ü birçok kez ağırlar. Atatürk, 101 numaralı odayı cepheden döndükten sonra ülke için önemli kararlar almak ve kıdemli misafirlerini ağırlamak için âdeta yuva olarak kullanır. Oda, Atatürk’ün doğumunun 100. yılı olan 1981 yılında müze odasına dönüştürülür. Burada Atatürk’ün kişisel eşyaları da sergilenir. Bu nedenle Pera Palace, bir “müze otel” özelliği taşır. Otel’in içerisinde Agatha Restoran bulunur. Burası otelin ana restoranı olarak hizmet verir. Türk, İtalyan ve Fransız mutfaklarının bir araya geldiği restoran; kahvaltıdan itibaren ziyaretçiler için açık. Orient Bar ise birçok aydın ismin buluştuğu ve unutulmaya başlanan gerçek bar keyfini tekrardan yaşamanıza yardımcı olacak nadir mekânlardan biri. Pera Palace Hotel’in nadide mekânlarından biri de Patisserie de Pera. Birçok Türk ve Fransız lezzetine imza atan mekân, otantik dekorasyonuyla konuklarına eşsiz bir atmosfer sunuyor.
Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir:
Tarihi Yarımada’yı Gezerken Mutlaka Tatmanız Gereken 9 Lezzet
İstanbul’da Mutlaka Görmeniz Gereken 10 Tarihi Yapı
İstanbul’u Kültür Turizmi Amaçlı Ziyaret Edeceklerin Mutlaka Uğraması Gereken 12 Mekân