Beyoğlu’nun Renkli ve Bilinmeyen Tarihi

Beyoğlu, gizli kalmış hikayeleri ile hem dünün hem de bugünün gözdesi. İstanbul’un kendine has atmosferi ile birçok dikkat çeken semti olsa da hiçbiri Beyoğlu’na benzemiyor. Beyoğlu bir dönemin canlı tanığı olan binaları, eski tatlar ve kokulara eşlik eden ritmik hayatı ile cazibesini koruyor. Adeta bir açık hava müzesi güzelliğine sahip olan Beyoğlu, sizi de büyülemeye hazır. Dilerseniz, Beyoğlu’nun renkli ve az bilinen tarihini birlikte keşfedelim.

Beyoğlu İsmi Nereden Geliyor?

Beyoğlu’nun ismi ile ilgili birçok rivayet mevcut. Bu rivayetlerden birine göre; Gritti ailesinden “Bey” lakabı ile bilinen Andrea Gritti’nin semtin isim babası olduğu düşünülüyor. “Bey’in konağına gidiyoruz.” söyleminin yıllar içinde “Beyoğlu’na gidiyoruz” haline dönüştüğü tahmin ediliyor. Eski İstanbul beyefendilerinin kravatsız dolaşmadığı bu semt, ruhundaki incelik ile isminin hakkını veriyor.

Saray Sahnesinden Sokağa: Çiçek Pasajı

cam-tavanli-mimari-jpeg-1

Beyoğlu’nun uğultulu senfonisine ev sahipliği yapan Çiçek Pasajı, şöhretini bir yangına borçlu. Göz alıcı İtalyan mimarisi ile dikkat çeken Çiçek Pasajı, aslında Naum Tiyatrosu’nun küllerinden inşa edildi. 1840’lı yıllarda Moliére ve Shakespeare oyunlarını sergileyen Naum Tiyatrosu, İstanbul’un ikinci tiyatrosu olma özelliğini taşıyor. Büyük Beyoğlu Yangını sonrasında bugün Çiçek Pasajı olarak bildiğimiz yapı, Galata Bankeri Hristaki Zografos tarafından inşa edildi. İtalyan mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Çiçek Pasajı bir dönem, yazın dünyasının önemli isimlerinin de uğrak noktası haline gelmişti.

Renkli Camın Ötesi: Yeşilçam Sokağı

Türk sineması ile özdeşleşen Yeşilçam Sokağı’nın İstanbul’un entelektüel hayatına katkıları filmlerle sınırlı değil. Yapımcısından yönetmenine, senaristinden oyuncusuna kadar bir sektörün kalbini oluşturan Yeşilçam Sokağı, geçmişte iki önemli değere de ev sahipliği yaptı. Opera Salonu ve eski adıyla Melek Sineması, Yeşilçam Sokağı’nın en eski sakinleri olarak biliniyor. Atatürk’ün de seyircileri arasında bulunduğu Opera Salonu, uzun yıllar boyunca hizmet verdikten sonra üzücü bir yangınla hizmete kapatıldı. Opera Binası ile aynı yıl açılan Melek, bugünkü adıyla Emek Sineması ise hala varlığını koruyor.

Bedestenden Arastaya: Tarihi Beyoğlu Pasajları

Bugün daha çok alışveriş odaklı olsa da Beyoğlu Pasajları, bir dönemin kültürel ve sosyal buluşma noktaları idi. İçinde yer alan tiyatrosunun sirk gösterileri ile bilinen Halep Pasajı, dönemin mimarisini yansıtan loca ve balkonlarını bugün de koruyor. İstanbul Gazetesi matbaasının bulunduğu Suriye Pasajı ve heykelleri ile dikkat çeken Aynalı Pasaj, bugün daha çok turistik eşya alışverişi için tercih ediliyor. Namık Kemal’in İbret Gazetesi’nin bulunduğu Hacopulo Pasajı’nın avlusunda kahvenizi yudumlarken yumuşak bir müzik duyar gibi olabilirsiniz. Zira Hacopulo Pasajı İstanbul’un ilk oda orkestrası dinletisine sahne oldu.

Tarihin Sessiz Tanıkları: Beyoğlu Binaları

Beyoğlu kozmopolit kültürünün yıllara meydan okuyan binaları, başlı başına bir tarih mirası. Bu tarihi binalar, göz alıcı mimari detayları kadar özel hikayeleri ile de biliniyor. Örneğin; Art Nouveau akımının ülkemizdeki öncüsü Botter Apartmanı’nın hikayesi Sultan Abdülhamit’in terzisine uzanıyor. Trajik öyküsü ile yürek burkan Frej Apartmanı, ön cephe süslemeleri ile önemli Art Nouveau eserleri arasında yer alıyor. İstanbul’un ilk betonarme binası Mısır Apartmanı ile neo-klasik tarzı ile Kamondo Apartmanı, hala tüm görkemiyle Beyoğlu’nu süslemeye devam ediyor.

Beyoğlu’nun Mücevheri: Pera Palace Hotel

TUN_6313-843x1024

Beyoğlu’nun en görkemli yapılarından biri olan Pera Palace Hotel’in hikayesi ise çok özel. Pera Palace Hotel, Paris’ten İstanbul’a uzanan bir tren yolculuğunun konaklama ihtiyacını karşılamak üzere inşa ediliyor. Ünlü Orient Express (Şark Ekspresi) yolcularını ağırlayan Pera Palace Hotel, misafirlerinin hatıralarını hala koruyor. Müze otel statüsüne sahip Pera Palace Hotelde Mustafa Kemal Atatürk’ün her geldiğinde kaldığı, kendisine ait özel eşyalarının da bulunduğu 101 nolu odası ise ziyaret edilebiliyor.

Pera Palace Hotel, tarihin sayfalarında gezinti yapmak isteyen konuklarını İstanbul’un eşsiz manzarası eşliğinde ağırlamaya devam ediyor. Galata’dan ve Tepebaşı’ndan Eyüp’e uzanan Haliç manzarası ile Pera Palace Hotel misafirlerine, Beyoğlu’nun büyülü atmosferi eşliğinde eşsiz bir konaklama deneyimi sunuyor.

Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir:

Beyoğlu’nda Bir Gün… Ne Yenir? Ne Yapılır? Nereler Gezilir?

Beyoğlu’nun Kalbi Pera’nın İlgi Çeken Tarihi

Yeni Keşfetmek İsteyenlere Özel Beyoğlu Rehberi

Eski Beyoğlu’nu Anlatan Birbirinden Güzel Öyküler

İstanbul’da Bir Gün… Bir Günde Beyoğlu Gastronomi Rehberi

Hikâyeleriyle ve Meşhur Lezzetleriyle İstanbul’un Tarihi Kafeleri

İstanbul, tarih boyunca farklı medeniyetleri bir araya getiren ve zengin bir kültürel çeşitliliğe sahip olan şehirler arasında. Bu çeşitliliğin en güzel yansımalarından biri de şehrin ünlü pastaneleri ve…

Daha Fazla Bilgi

En İyi Alfred Hitchcock Filmlerinin Ardındaki Zihin: Pera Palace’ta Bir Sinema Efsanesi

Pera Palace Hotel, her dönem kültür ve sanat dünyasındaki önemli isimlerinin uğrak noktalarından biri olmuştur. Korku ve gerilim sinemasının ustalarından olan Alfred Hitchcock da bu…

Daha Fazla Bilgi

İletişime Geçin